# Bilgi Formu

    Meme kanseri, meme dokusu içinde süt kanalları içerisinde oluşan kanser hücreleridir. Meme kanserlerinin yüzde 80’i invaziv duktal karsinomdur. Invaziv duktal karsinom, meme kanserinin süt kanallarında ortaya çıktığını gösterir. Meme kanserinin yüzde 20’si de invaziv lobüler karsinomdur. Bu türde ise meme kanseri süt kanallarında değil süt bezlerinde gelişir. Meme kanserine neden olan hücrelerin çoğalması ve büyümesi oldukça zaman alır. Ancak çoğaldıktan sonra hücreler lenf ve kan yoluyla vücudun diğer organlarına yayılabilir. Meme kanserinde en önemlisi kanserin kan ve lenf yolu ile diğer organlara yayılmadan tanının konmasıdır. Bu aşamada konulan bir tanı ile tedavi oranı çok yüksektir. Bu nedenle meme kanserinde erken teşhis çok önemlidir.

    Risk Faktörleri

    Meme kanseri gelişiminde bilinen en önemli risk faktörleri şunlardır;

    Obez veya aşırı kilolu olmak

    Yeterli fiziksel aktivite yapmamak

    Alkol kullanımı

    İlk doğum yaşı 30’dan sonra olanlar veya hiç doğum yapmamış olanlar

    İlk adet yaşı: İlk adetini erken yaşlarda görenler, yaşam boyu daha uzun süre östrojen hormonuna maruz kalacaklarından dolayı risk artmaktadır.

    Menopoz yaşı:Menopoz bilindiği gibi kadının adetten kesildiği, doğurganlığının sona erdiği dönemdir. İleri yaşta (>55 yaş) menopoza girme meme kanseri riskini arttırmaktadır. Burada da etken uzun süre östrojen hormonuna maruz kalmadır.

    Kadın cinsiyet, ileri yaş

    BRCA-1, BRCA-2 mutasyonları gibi bir takım genetik değişiklikler

    Meme kanseri öyküsünün bulunması

    Göğüse radyoterapi almış olmak

    Bazı iyi huylu meme hastalıkları (fibroadenom, papillomatosis, gibi)

    Ailede meme kanseri öyküsü olması: Annesinde, anne tarafından akrabalarında, teyzesinde ve ve/veya kız kardeşinde meme kanseri olan kadınlarda meme kanseri gelişmesi riski normal toplumdan daha fazladır.

    Belirtiler

    Meme kanserindeki en belirgin belirtisi, memede elle kontrol edildiğinde bir kitlenin ele gelmesidir. Bunun dışında radyoloji görüntüleme yöntemleri ile görüntülemesi yapılabilmektedir. Meme kanserinin ileri evreleri olarak bilinen kitlenin belirlenmesi, meme dokusunda değişiklikler meydana gelmesi ve  cildin kızararak damarlarında artış gözlenmesi, memede kanlı akıntı ve  koltuk altı lenf bezlerinde ele gelme gibi belirtiler meme kanserinin belirtileri arasındadır. 40 yaş öncesinde ultrasonografi, 40 yaşın sonrasında ise iki yıllık aralarla mamografi kontrollerinin yapılması tavsiye edilmektedir. Bunun yanında kadınlar kendilerini elle muayene etmelidir. Bunun dışında memeden iç çamaşıra kan gelmesi, meme dokusundaki damarlarda kalınlaşma, dokuda çökmeye benzer değişiklikler varsa hemen uzman hekime başvuru yapılmalıdır.

     

    Meme kanseri erken dönem belirtileri sıralama gerekirse

    – Memede kitle

    – Meme cildinin portakal kabuğuna benzer bir hal alması

    – Meme başının içeri doğru çökmesi

    – Meme başından gelen akıntı ve kanlı akıntı

    Meme kanseri erken teşhis edilememesi durumda lokal olarak rastlanan bazı bulgular mevcuttur.

    Meme kanseri geç dönem belirtileri

    – Koltukaltında hissedilen büyük bir kitle

    – Meme üzerinde hissedilen ağrılar

    – Meme üzerinde oluşan gözle görülür yaralar

    ve meme kanseri hücrelerinin diğer organlara ve kemiklere yayılması.

    Tanı nasıl konulur?

    Yukarıda sayılan belirti veya şikayetleri olan hastaların mutlaka bir doktora başvurmaları gereklidir. Doktor muayenesini yaptıktan sonra memede kitle veya herhangi bir şüpheli durum farkederse bir mamografi ister ve hastayı bir genel cerraha gönderir. Mamografi memenin X ışını verilerek filminin çekilmesidir. Elle fark edilmeyecek kadar küçük kitleleri gösterebilir. Genellikle mamografide şüpheli bulgu varsa meme ultrasonu da yapılır. Ultrason insanların duyamayacağı yüksek frekanslı ses dalgaları ile meme dokusu içinde farklı kıvamda olan yapıların anlaşılmasını sağlar, TV ekranı gibi bir ekrana görüntü verir. Ultrason ile memedeki kitlenin sıvı ile mi dolu olduğu ya da katı mı olduğu anlaşılabilir. Eğer içinde sıvı olan bir kitle varsa buna kist denir, kistin içinden enjektörle örnek alınarak mikroskop altında incelenir. Memede katı bir kitle tespit edildiğinde doktorunuz bir iğne ile girerek bu kitleden parça alınmasını ister. Bu işleme biyopsi denir, bazen bir iğne ile bir parça meme dokusunu enjektör içine çekerek (aspirasyon biyopsisi) bazen de özel bir iğne ile memedeki kitleden küçük bir parça koparılarak (trucut biyopsi) yapılabilir. Her iki işlem için de genel anesteziye ihtiyaç yoktur, kolaylıkla lokal anestezi ile ayaktan yapılabilir, hastanede yatmayı gerektirmez.

    TEDAVİ

    Meme kanserinde tedavi adımlarında cerrahi tedavi, kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler ve radyoterapi yer alır. Cerrahi tedavide, memedeki tümörü tamamen çıkarmak ve koltuk altı lenf nodlarının durumunu belirlemek, eğer yayılım mevcutsa bu lenf nodlarını çıkarmak amaçlanır. Cerrahi tedavide, hastanın koşullarına göre, meme dokusunun tamamına yakın kısmının çıkarıldığı mastektomi ya da sadece kanserli dokunun alındığı meme koruyucu cerrahi uygulanır. Koltuk altı lenf nodu diseksiyonunun olası problemlerinden (kol ödemi ve ağrıları, hareket kısıtlılığı vs.) kaçınmak veya en aza indirmek için ise Sentinel lenf nodu biyopsisi uygulanır. Sentinel lenf nodu, bir tümörün lenf akımının ilk gittiği lenf nodulü olduğu için bu nodül çıkartılır ve patolog dokuyu mikroskopla inceler. Kanser yoksa daha fazla lenf nodunun çıkarılmasına gerek olmadığı anlaşılır.Her hastanın tedavisi farklılık göstermekte olup, tedavi kararında hastalığın yeri, evresi, hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları gibi birden fazla faktör etkilidir. Multidisipliner bir çalışma gerektiren bu tedaviler ; cerrahi, radyoterapi, kemoterapi gibi farklı seçenekleri içermektedir.

     

    ismail-ozsan-yorum
    telefon
    whatsapp
    facebook
    instagram